5 Nisan 2017 Çarşamba

SIRADIŞI MEKANLAR

Sıradışı Mekanlar

Sıradışı mekanlar deyince aklımıza bir sürü ilginç inanılmaz olarak doğada var olan mekanlar geliyor herkesin görmek isteyeceği inanılmaz yerler  şimdi birlikte bu mekanlara  göz atıcaz ve size bu mekanardan bahsedicem.Anlatacağım ilk sıradışı mekan Enashima Deniz Feneri:

Japonya, Kanagawa’ da Enoshima adasında bulunan bu deniz feneri ziyaretçilerin kaçırmaması gereken modern bir deniz feneridir. Bu çarpıcı deniz feneri ile gözlem kulesi Enoshima Elektrikli Treninin yüzüncü kutlaması vesilesiyle, 2003 yılında inşa edilmiştir. Enoshima Sea Candle (Enoshima Deniz Mumu) olarak da bilinen bu deniz feneri Japonya’ nın en büyük işaret kulelerinden biridir ve ters çevrilmiş bir koni biçimindedir. Çelik çerçeveli kule gece boyunca rengini değiştiren ışıklar ile aydınlatılmaktadır böylece çok daha büyüleyici gözükmektedir. Deniz seviyesinden yaklaşık 119.6m yukarıya kadar çıkan dairesel merdivenler bulunmaktadır. Deniz fenerinin tepesine çıktığınızda tüm adayı ve çevresini görebileceğiniz 360 derece panoramik bir görüntü elde edebilirsiniz. Merdivenleri kullanmanız tavsiye edilse de, deniz fenerinde asansörler de bulunmaktadır.

Grand Kanyon National Park:
1979’da Unesco Dünya Miras Listesi’ne giren derin ve büyük kanyon tam bir doğa harikasıdır. Grand Kanyon seyahat severlerin mutlaka uğraması gereken bir yerdir. Kanyon yılda beş milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Bunun sebebi derin yarıklarıyla, 1500 den fazla bitki, 355 kuş, 89 memeli, 47 sürüngenin bulunması eşsiz hatıralar bırakmasıdır. Ayrıca kanyon gezisi yaparken bir yandan müthiş manzarayla birlikte Kızılderililer’in hazırladıkları yemeklerden de tadabilirsiniz. ABD’nin Arizona Eyaleti’nin Coconino ve Mohove Bölgeleri’nde geniş bir alan kaplayan kanyon benzersiz Jeolojik görünüme sahiptir.
8173_kanyonKolorado Nehri çevresinde bulunan bu kanyon milyonlarca yıl nehrin yarmasıyla oluşmuştur. Bu nehir üzerinde dilerseniz rafting yapabilirsiniz. ayrıca helikopter turu da vardır ancak pahalıdır. Bu güzellikleri görmek isteyen insanlara bir de beş ayrı yürüyüş parkuru mevcuttur. dönüşte ailenize ve sevdiklerinize vermek üzere yerlilerin yaptığı hediyeler de alabilirsiniz.Kanyonun bir South Rim bölgesi var. Daha çok tercih edilen bölge South Rim, çünkü North Rim yılın belli aylarında ziyaret edilebiliyor. Bunun nedeni de iklim koşullları. İlk kar düştüğü zamandan itibaren North Rim kapanıyor. Mayıs ve ekim ayları arasında ziyaret edebiliyorsunuz bu bölgeyi ancak South Rim yılın her döneminde sizleri bekliyor.
Kanyona gitmeden önce şunları bilmenizde fayda var:
– Eğer yürüyüş parkurlarına katılmayı düşünüyorsanız uygun ayakkabı, su bulundurmanız gerekiyor.
– Böcek ve ona benzer hayvan ısırıklarına önlem için ilaç almanız yerinde olacaktır.
– Nehir kıyısında konaklamayı düşünüyorsanız kamp malzemelerinizi yanınızda bulundurun.
– Gitmeden önce hava durumunu mutlaka kontrol edin ve kanyon un iklimine uygun giyecekler yanınıza alın.
– Kanyonda gün batımını planlıyorsanız el fenerini almayı unutmayın çünkü kanyon içinde ışıklandırma mevcut değil.
– Bütün bunları yaptıktan sonra rahatlıkla kendinizi kanyonun muhteşem atmosferine doğru yol alabilirsiniz.
Kaynakça:
http://ayferonurseyahatnamesi.com/k-amerika/abd/grand-canyon-gezi-rehberi.html http://www.galaksirehberim.com/2013/11/dunyann-7-harikasndan-biri-grand-canyon.ht


 Orenga Gölü                Hiç büyük bir su kitlesinin ardında kuru bir çayır bırakarak ortadan kaybolduğuna şahit oldunuz mu? Doğa ananın bizi şaşkına çevirmek için yaptığı tuhaf hilelerden biri de Oregon gölüdür. Amerika Birleşik Devletleri Oregon’da bulunan bu göl her yıl kaybolmaktadır.
Her kış Oregon’un Williamette Ulusal Ormanı’ nda tuhaf ve sıradışı bir şey gerçekleşmektedir. Portland’ ın 130 mil uzağında güneydoğu yönünde gizemli bir göldür. Bu gölün yaklaşık 3000 yıl önce oluştuğu söylenmektedir. Peki bu gölü bu kadar gizemli yapan nedir? Her yıl göl kaybolmaktadır ya da başka bir deyişle bir delik aracılığı ile boşalmakta ve yok olmaktadır. Gölün etrafını çevreleyen dağlardaki kar eriyip bu alanı tekrar su ile doldurana kadar geriye sadece bir çayır kalmaktadır. Bu nedenle bu göl “kayıp göl” olarak da anılmaktadır. Bu olay uzun zamandır bilim adamları için doğal ve gizemli bir doğa harikası olmuştur.
8171_lava-tubeYukarıda belirtildiği gibi, bu gölde bulunan su yaklaşık 6 feet (1.8 m) genişliğindeki bir delik aracılığı ile yer altına kaybolmaktadır ve her bahar-yaz aylarında göl yeniden ortaya çıkmaktadır. Bu büyülü gösteri için aslında bir lav tüpü olan bu deliğe teşekkür etmeliyiz. Çalışmalar ve bu konuda üretilen teoriler açık bir lav tüpünün göldeki suyu emdiğini, gölü kurumuş ve çorak bıraktığını iddia etmektedir. Oregon yüksek dağlara ve aktif volkanlara ev sahipliği yapan bir bölgedir.
Lav Tüpleri:
Lav tüpleri bir patlama sırasında yanardağdan lavları drene etmek için oluşturulmuş, Dünya’nın yüzeyinin altında bulunan tünel benzeri yapılardır. Üst kısımda akan lav soğuyup sertleşmektedir ancak alt kısımdan akan lav sıcak kalmaktadır ve sertleşen lavın içinden akmaya devam etmektedir. Bu olay lav tüplerini oluşturan jeolojik bir özelliktir. Geride kalan tünel açılmak ve bir çukur oluşturmak eğilimindedir. Bu tünelleri boyutu bir çöp kutusundan içinde rahatça yürüyebileceğiniz bir metro büyüklüğüne kadar değişebilecek bir aralıktadır.
8171_450-475592812-narrow-lavaGeçmişte bu deliği otomobil parçaları gibi her türlü değişik cisimle doldurma çalışmaları olmuştur. Ancak bu girişimler doğal sürece müdahale edildiğinden ve yakındaki bölgelerde sel oluşumuna sebep olabileceği gerekçesi ile artık onaylanmamaktadır.
Peki, gölde bulunan su delikten geçtikten sonra nereye gitmektedir? Bu durum hala bir sırdır ve üzerinde hala çalışılmaya devam ediliyor. Bu göl yaklaşık 12.000 yıl önce biçimlendirilmiş volkanik bir kayanın üzerinde yerleşmiştir. Volkanik kaya üzerinde atmosfere kaçan gazlar sebebiyle oluşmuş gözenekler ve çatlaklar oluşmuştur. Kaybolan gölden çok da uzak olmayan başka bir göl olan “Balık Gölü” de sıcaklık yükseldikçe kurumaktadır. Ancak bu göldeki su bir düden aracılığı ile hızlıca kaybolmak yerine, volkanik kayadaki deliklerden yavaşça emilmektedir
Bu göl doğa ananın bize sunduğu mucizelerden bir tanesidir. Doğada bunun gibi bir çok mucizenin var olduğundan ve daha pek çoğunun gelişeceğinden eminiz. Doğa ana bizi her gün şaşırtmaya devam etmekten hiç yorulmuyor!
Kaynakça:
http://www.buzzle.com/articles/oregon-mystery-why-a-lake-disappears-every-year.html

Dünyanın En Ölümcül Adası Yılan Adası:Yağmur ormanları ile kaplı, Atlantik deniz ile çevrili bu ada oldukça güzel görünmektedir. Oldukça küçüktür ve sadece 110 dönüm büyüklüğündedir. Brezilya’dan sadece birkaç mil uzaklıkta yer almaktadır. Adada yılanlar haricinde yılda bir kez bakımı yapılan otomatik bir deniz feneri bulunmaktadır bunun dışında ada tamamen terk edilmiştir. 1909-1920 yılları arasında adada insanların yaşamakta olduğuna dair hikayeler de anlatılmaktadır.11.000 yıl önce deniz seviyelerinin yükselmesi nedeniyle adanın anakara ile bağlantısının kesildiği düşünülmektedir. Adada bulunan altın engerek yılanının “B.jararaca” adlı bir tür ile ilişkili olduğu söylenmektedir. Bu türün atalarından birinin adaya geldiği ve burada anakaradaki akrabalarından farklı bir şekilde geliştiği düşünülmektedir.
-Ada oldukça tehlikeli kabul edildiğinden hiç kimsenin izin almadan adaya gitmesine izin verilmemektedir. Gitmesine izin verilen bir kişi olduğunda donanma onu kıyıya 100 metre uzaklıkta bırakmaktadır. Yolun geri kalan kısmı için kendi sandalınızın küreklerini çekmeniz gerekmektedir. Ayrıca başka bir kural olarak da, adaya giden kişiye bir doktorun eşlik etmesi gerekmektedir.
-Adaya girmek için tek seçenek, bir çok deniz kuşunun yuva yaptığı kaygan, kayalık bir yamaca tırmanmaktır. Adada hiç bir plaj bulunmamaktadır. Bu kayalık yamaca tırmanmanın tehlikesi en ufak bir kayma durumunda yılanlara yem olabilirsiniz.
Kaynakça: http://www.buzzle.com/articles/worlds-deadliest-island-the-snake-island.html

Easter Paskalya Adası:Paskalya adasında bulunan ortalama 14 feet (4.5 metre) uzunluğunda ve ortalama 14 ton ağırlığındaki devasa heykelleri görmek sizi büyüleyecektir. “Moai” olarak bilinen bu devasa antik heykeller volkanik kayalardan oyulmuştur. Bu heykellerin amacı ve kökenleri günümüze kadar halen gizemini korumaktadır. Paskalya Adası Şili ve Tahiti arasında yer almaktadır. Moai heykellerinin oluşturulması sırasında, bu adada “Rapa Nui” halkı yaşamakta idi. Yıllar boyunca hem arkeologlar hem de ziyaretçiler Paskalya adasının yerlilerinin neden bu heykelleri inşa ettikleri hakkında fikir yürüttüler. Bazı kişiler bu insan benzeri görünüme sahip heykellerin eski kabile şeflerini temsil ettiklerine inanıyor.
Daha ilginç bir teori ise, bu heykellerin Rapa Nui halkına ve diğer eski kültürlere bilgi, ilim getiren antik uzaylıların birer tasviri olabileceği fikridir. Garip olabilir ancak ada üzerinde bir değil, iki değil tam 887 tane dev heykel yerleştirilmiştir. Pek çok kişi bu büyüklükte bu kadar çok heykeli Rapa Nui halkının yapması ve taşıması oldukça zordur. Peki, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Moai heykellerini uzaylıların yaptığına inanıyor musunuz? Belki de Paskalya adasına gidip heykelleri kendiniz kontrol etmelisiniz.
Kaynakça: http://www.buzzle.com/articles/most-mysterious-islands-on-earth.html

Seychelles:Seyşeller Afrika’nın doğu kıyısında, Hint Okyanusu’ nda bulunan 115 adadan oluşan bir gruptur. Bu adalar inanılmaz yaban hayatları ile ünlüdür ve Seyşeller’ in en az yarısı milli parklar olarak korunmaktadır. Ancak bu adaları özel kılan bir yönleri daha var. Bu adalar Coco-de-mer (deniz hindistan cevizi) adı verilen dünyanın en büyük tohum ve yaprağını üreten dev bir bitkiye ev sahipliği yapıyor. İlk kaşifler bu bitkinin büyüklüğü ve aynı zamanda kadınsı bir şekle de sahip olan normalden oldukça büyük tohumu karşısında oldukça şaşırmışlardır. Kaşifler bu bitkinin Adem’ in düşmesine sebep olan bitki olduğuna ve adanın da bu nedenle cennet bahçesi olduğuna inanmaktadır.
“Coco-de-mer” bitkisi haricinde Seyşeller dünyanın en küçük kurbağası ve en ağır kara kaplumbağası da dahil olmak üzere pek çok egzotik türe ev sahipliği yapmaktadır. 600 kilogramlık kaplumbağalara ev sahipliği yapan dört mercan adasından oluşan Aldabra Atoll ve “Coco-de-mer” ağaçlarını bulabileceğiniz Vallee de Mai Doğal Koruma Bölgesi UNESCO tarafından “Dünya Mirası” İlan edilmiş iki bölgesidir.
Bu adaların sakinleri Afrika, Avrupa, Çin ve Hintli kaşiflerin torunlarıdır. Bu nedenle burada kültür tüm bu bireysel kültürlerin çeşitli birleşmesidir. Zengin kültürü, egzotik flora ve faunası, coco-de-mer bitkileri ve cennet bahçesi olduğu efsanesi nedeniyle Seyşeller’ i ziyaret etmelisiniz.
Kaynakça: http://www.buzzle.com/articles/most-mysterious-islands-on-earth.html

Enchanted Nehri:Tatilciler, fotoğrafçılar ve dalgıçlar için popüler bir nehir olan Enchanted Nehri'nin bir gizemi var. Kimse bu büyüleyici güzellikteki nehrin nereden geldiğini, yani kaynağını bilmiyor.İnsanların görmek ve tatil edeği güzel bir yerdir.



Kristaller Mağarası:Dünya üzerindeki en büyük kristalleri barındıran mağara, 2000 yılında madencilerin kazarak bulduğu bir mağara olma özelliğini taşıyor. Mağara, göz kamaştıran güzelliğinin yanı sıra 45 derece sıcaklık nedeniyle oldukça da tehlikeli.


Zhangye:
Dünya mirası listesine girmiş olan Zhangye, Çin'in Kansu eyaletinde genişçe bir alanı kapsıyor. Alanda karşılaşılan tortu dizileri, farklı renkleri ve dizilişleri ile insanları büyülüyor. Bölge milyon yıllık kum ve kumtaşlarından oluşuyor.


Cehennem Kapısı:Cehennem Kapısı" lakabıyla Darvaza Krateri 40 yılı aşkın bir süredir aktif bir şekilde yanmakta. 69 metrelik genişliği ve 30 metrelik derinliğiyle bu krater, Türkmenistan'ın %70'ini kaplayan Karakum Çölü'nün tam ortasında bulunuyorTürkmenistan dünyanın dördüncü en büyük doğal gaz rezervine sahip ve Darvaza Krateri bu kaynağın tam kalbinde, başkent Ashgabat'a 270 km. mesafedeki Ahal Bölgesi'nde bulunuyor.Türkmenistan dünyanın dördüncü en büyük doğal gaz rezervine sahip ve Darvaza Krateri bu kaynağın tam kalbinde, başkent Ashgabat'a 270 km. mesafedeki Ahal Bölgesi'nde bulunuyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder