29 Mart 2017 Çarşamba

COĞRAFYACILAR

COĞRAFYACILAR
Burda  size tarihteki önemli coğrafyacılardan bahsedicem adları hayatları yaptıkları şeyleri özetle anlatıcam.
Evliya Çelebi
1611 – 1682 yılları arasında yaşamış ünlü bir seyyahtır. 17. yüzyılın en büyük Türk gezginidir. Gezdiği yerlerin beşeri ve fiziki coğrafya özelliklerini tasvir ederek eserinde toplamış ve bu eser günümüz coğrafyacılar tarafından benimsenen önemli bir kaynaktır. Eseri Seyahatnamedir.
Aristo
M.Ö.. 384 – 322 yılları arasında yaşamıştır. Sisamlı ya da Makedonyalı olduğu sanılmaktadır. Büyük İskender’e hocalık, Eflatun’a ise öğrencilik yapmıştır. Başta matematik ve felsefe olmak üzere çağının bütün ilimleriyle uğraşmıştır. Dünyanın yuvarlak olduğu görüşünü rasyonel olarak ortaya koyan ilk bilim adamıdır. Bu yargıya ay tutulması sırasında dünyanın ay üzerine düşen gölgesinin dairesel olduğu varsayımından hareketle ancak yuvarlak bir cismin gölgesinin yuvarlak olabileceği varsayımından dünyanın biçiminin yuvarlak olduğu görüşünü ileri sürmüştür. Eseri Politikadır.
Piri Reis
1470 – 1554 yılları arasında yaşamıştır. Büyük Türk Amirali Piri Reis devrinin en ünlü Türk kartoğrafıdır. Dünya haritasını hazırlayan ilk Türk ünvanına sahiptir. Bu haritanın sadece Amerika’yı gösteren paftası günümüze ulaşmıştır. Eseri Kitab-ı Bahriyedir.
Tales
M.Ö. 636 – 546 yılları arasında yaşamıştır. Ege kıyısında bulunan Milet’te doğmuştur. Daha çok matematik alanında çalışma yapmıştır.
Coğrafi görüş olarak dünyanın şeki hakkında bir teori ortaya atmıştır. Tales’e göre dünya okyanuslar üzerinde yüzen bir diske benzer ve de yuvarlaktır.
Eratostenes
M.Ö. 276 – 195 yılları arasında yaşamıştır. Asvan’da doğmuştur. Öğrenimini Atina’da yaptıktan sonra İskenderiye’ye yerleşerek çalışmalarını orada sürdürmüştür. Coğrafya ismini ilk kullanan kişi olduğu için coğrafya ilminin adını ilk koyan kişi olarak bilinir. Dünyanın ekvator üzerinde çevre uzunluğunu ve bir derecelik meridyen yayını hesaplamıştır. Bölgesel coğrafyanın gelişmesine de katkısı olmuştur.
Batlamyus
Doğum ve ölüm tarihleri tam olarak bilinmemektedir. Mısır’da MS. I.Yüzyılda doğduğu söylenmektedir. Roma İmp. devri coğrafyacısı olduğu kabul edilir. Roma imparatorluğu devrinde dünyayı en gerçekçi bir şekilde tasvir etmiş coğrafyacı olarak bilinir. Hazırladığı dünya haritası gerçeğe nispeten yakındır. Çalışmalarında bugünkü Hint Okyanusu güneyinde büyük bir kara parçası bulunduğunu ileri sürmüş, ve bu kara parçasının daha sonradan Antarktika olduğu anlaşılacaktır.
Biruni
978 – 1048 yılları arasında yaşamıştır. Harezmi’de doğduğu söylenmektedir. Çağının ünlü bir matematik ve matematik coğrafyacısı olarak bilinir. Dünyanın yarıçapın 6.425,7 km. olarak hesaplamıştır(Gerçeği : 6.376 km.). Dünyanın çevresini 42.516 km olarak hesaplamıştır(Gerçeği : 40.076km). Eseri; El-Kanun El-Maksudi dir.
Copernicus
1564 – 1642 yılları arasında yaşamış İtalyan gökbilimcidir. Teleskopu kullanarak gezegen ve yıldızları inceleyen ilk bilim adamıdır. İncelemeleri sonucunda ayın üzerindeki kraterleri, güneş lekelerini, gezegenlerin güneş çevresinde hareket ettiğini ortaya koymuştur.
Kepler
1571 – 1630 yılları arasında yaşamış alman gökbilimcidir. Gezegenlerin güneş çevresinde elips biçiminde yörüngeleri vardır görüşünü ileri sürerek bu görüşünü ispatlamıştır.
Humbolt
1769 – 1859 yılları arasında yaşayan alman coğrafyacıdır. Humbold, coğrafya dışında yerbilimlerinin de ilk temsilcisi sayılır.
– Coğrafya ilmine bilimsel anlamda gezi-gözlem metodunu kazandırmıştır.
– Coğrafya ilmine sebep-sonuç, dağılış ve ilgi prensiplerini kazandırmıştır.
– İzoterm, izohips, izobat, profil ve kesit gibi yardımcı ifade şekillerini coğrafyaya kazandırmıştır.
Ritter
1779 – 1859 yılları arasında yaşayan Alman coğrafyacıdır. Aynı zamanda tarihçi ve filozoftur. Beşeri coğrafya insan ile çevre arasındaki ilişkileri inceler tezini ileri sürerek beşeri coğrafyanın konusunu belirlemiştir.
Ratzel
1844 – 1904 yılları arasında yaşayan alman coğrafyacıdır. Beşeri coğrafya adlı eseri ilk yazan bilim adamıdır. Ayrıca politik coğrafya adlı eseriyle siyasi coğrafyanın kurucusu sayılır.Bu eserinde ileri sürdüğü görüşler, Hitler’in dünya egemenliği kurma hülyasına bile esas oluşturmuştur.
Wegener
1880 – 1930 yılları arasında yaşamış Alman bilim adamıdır. Aynı zamanda bir meteoroloji uzmanıdır. Kıta kayması kuramını ilk ortaya atan bilim adamıdır.
Ksenefon
Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) adlı eserinde Anadolu’nun nüfus özellikleri, coğrafyası, gelenek ve görenekleri hakkında bilgiler vermektedir. Anabasis yedi kitaptan oluşmaktadır. Eser anı defteri biçiminde kronolojik bir düzen izlemiştir. Çizdiği harita M.Ö. 5. yüzyılın en detaylı haritası olarak kabul edilmektedir.
Hipparchus
Hipparchus (M.Ö. 160 – 125), geliştirdiği trigonometri yöntemleriyle birçok yıldızın konumunu belirledi. Gök haritaları için ortografik projeksiyonu (Göz merkezi sonsuzdadır. Projeksiyon düzlemi Dünya merkezindedir. Projeksiyon çizgileri birbirine paralel olarak bu düzleme diktir). İlk ortaya atan kişidir. 850 yıldızı içeren bir katalog hazırlayarak, bu yıldızları parlaklığına göre altı sınıfa ayırdı. Ekinoksların devinme(hareket) olgusunu ortaya koydu. Güneş ve Ayın uzaklığını hesaplamıştır. Enlem ve boylam daireleriyle, Dünya’daki herhangi bir noktanın konumunu belirtme yöntemini bulmuştur.
Galilei
Galilei (M.S. 1564 – 1642), yaptığı teleskoplarla, mercek yüzeylerinin eğrilik derecesini denetlemek amacıyla geliştirdiği yöntem sayesinde, astronomi gözlemlerinde kullanılabilecek ilk teleskopları yaptı. Astronomi alanındaki bulgularını Sidereus Nuncius (yıldızların habercisi) adıyla yayımladı.
Arkhimedes
Arkhimedes (M.Ö. 290, 280 – M.Ö. 212, 211), ilkçağda önemli bir astronomi bilgini olarakta tanındı. Çeşitli, gökcisimlerinin yerden uzaklığı ile ilgili olarak bazı sonuçlara ulaştı. Arkhimedes,  ününü kendi adını taşıyan burgu ve biri yıldızların konumunu diğeri Güneş’in, Ay’ın ve gezegenlerin hareketini gösteren iki astronomi küresi gibi buluşlarına borçludur.
Heredotos
Tarihin babası olarak kabul edilen Heredot, aynı zamanda coğrafya biliminin gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Trakya, Anadolu ve Asya ülkelerine geziler yapmıştır. Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu. Çizdiği dünya haritasında, Avrupa’yı, Asya ve Afrika’dan daha uzun göstermiş, Asya’nın doğusu, Avrupa’nın kuzeyini ihmal etmiş, Hindistan çizimi konusunda hatalar yapmıştır. Ancak bu hatalara rağmen dönemin bilgileri açısından önemli bir çalışma olarak kabul edilmektedir. Heredot’un ortaya koyduğu en önemli gerçek diğer coğrafyacılardan farklı olarak Hazar denizinin bir iç deniz olduğunu ve Afrika’nın bir denizle çevrili olduğunu belirlemiş olmasıdır.
Strabon
Strabon (M.Ö. 58 – M.S. 21), Amasya’da doğmuş ve burada ölmüştür. Eski Çağ’da Roma Devri’nin en büyük coğrafyacısı olarak kabul edilmektedir. Dünyanın ilk coğrafyacısı olarak kabul edilmektedir.  Sardunya ve Etiyopya’nın sınırlarına kadar seyahat ettiği söylenmektedir. Tarih, coğrafya ve felsefe konularında çalışmış, bilgi toplamış ve eserlerini yazmıştır.  Ünlü eseri Geographika “Coğrafya” seyahat gözlemlerini ve dünyanın coğrafi yapısına ilişkin düşüncelerini içermektedir. Eser, ülkemizin tarihi coğrafyası ve arkeolojisi açısından önemli bir kaynak durumundadır.
Aristo (yada Aristoteles)
Aristoteles (M.Ö. 384 – 322), mantık biliminin kurucusu olarak kabul edilir.13 yaşındaki Büyük İskender’e öğretmenlik yapmıştır. Dünyanın yuvarlak olduğu görüşünü rasyonel olarak ortaya koyan ilk bilim adamıdır. Bu düşünceye ay tutulması sırasında dünyanın ay üzerine düşen gölgesinin dairesel olduğu varsayımından yola çıkarak ulaşmıştır.
Anaksimenes
Anaksimenes (M.Ö. 550 – 480), yeryüzünü bir dikdörtgene benzeterek, dairesel bir denizin onu çevrelediğini savunmuştur. Gecelerin yüksek dağların güneş ışınlarını engellemesiyle oluştuğun inanmaktaydı.  Güneş ve ay ile diğer yıldızlar arasında ilk kez olarak bir ayırım yapmış, güneşin kendi ışığına sahip olduğu yerde, ay da dahil olmak üzere, diğer gök cisimlerinin güneşin ışığını yansıttığını söylerken, güneş ve ay tutulmalarına ilişkin olarak da doğru bir açıklama getirmiştir.
Anaksimendros
Milattan önce 610 yılında Miletos’ta doğan Yunan doğa filozofu Anaksimandros, astronominin kurucusu ve ilk kez bir kozmoloji ya da dünya üzerine sistematik felsefe görüşü getiren filozof kabul edilir. Ona göre de her şeyin kökeninde sonsuzluk (Aperion) vardı. Yer kürenin uzayda diğer bütün nesnelerden eşit uzaklıkta hiçbir yere bağlı olmadan yüzdüğüne inanıyordu. Duyularımızla algıladığımız kadarıyla yer kürenin yüzeyi engebeli ama bütün olarak düşünüldüğünde düzdü bu nedenle Anaksimandros yer kürenin davul biçiminde olduğunu ileri sürdü ve bu gerçekten yola çıkarak davulun öteki yüzünde yaşayan insanlar olabilirdi. Anaksimandros karalar ile okyanus sınırını çizen ilk insandı. Düzenli ve anlaşılır bir evreni ifade etmek için ilk defa kozmos sözcüğünü kullanmıştır. Tutulmalardan yararlanarak Güneş’in yarıçapının Yer yarıçapının 27 katı olduğunu tahmin etmiştir. Ona göre Güneş’in Yer’e olan uzaklığı Güneş çapının 27 katı idi. Ay’ın uzaklığını ise Yer yarıçapının 19 katı olarak hesaplamıştır. Çok seyahat yapmış ve bir Dünya haritası çizmiştir. Yunan dünyasını bu haritanın ortasına koymuş, Avrupa ve Asya’yı ise onun çevresine yerleştirmiştir. Anaksimandros’a göre, bütün kara kitlesini okyanus denilen büyük bir deniz kuşatmıştır. Anaksimandros’a göre insan, balıktan gelir; çünkü balığın kökeni insanlarınkinden daha kolay açıklanabilmektedir. Bu bakımdan Anaksimandros, evrim kuramlarının öncülerinden sayılabilir.
Ali Kuşçu
XV. yüzyıl başlarında, Semerkand’da doğmuştur. Babası Muhammed, ünlü Türk Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için, ailesi “Kuşçu” lakabıyla meşhur oldu. İstanbul’un enlem ve boylamını ölçerek güneş saatleri yapmıştır. Astronomi ve matematik konusunda iki önemli eseri vardır.
FETHİYE: Astronomi kitabıdır. Otlukbeli Savaşından sonra Fatih’e sunulmuştur. Üç bölümden oluşmaktadır;
1.Bölüm: Gezegenlerin hareketlerinden bahsedilmektedir.
2.Bölüm: Yer’in şekli ve iklim konusundadır.
3.Bölüm: Yer’e ilişkin ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıkları üzerinde durmaktadır. Bu eser özellikle medreselerde öğretim amacıyla hazırlanmıştır. Diğer eseri “Muhammediye” adını verdiği matematik kitabıdır. Ali Kuşçu 1474’te İstanbul’da vefat etti.
Biruni
11. Yüzyıla damgasını vurmuş büyük Türk bilgini olan Biruni Batı Harezm’in başkenti Kas’ da 978 yılında doğmuş ve 1048 yılında Gazne’ de ölmüştür. Güneşin ve gezegenlerin eğimleri üzerinde durmuştur. Dünya ekseninin eğikliğini 23º 27′ bularak gerçek değerine (23º 26,7′) çok yakın bir sayı bulmuştur.  Dünyanın çapını da ilk olarak Biruni gerçeğe çok yakın bir değer olan R=6425,7 km olarak bulmuştur.(Gerçek değer 6376 km dir). Jeodeziyle ilgili temel bilgiler verdiği için bu bilimin kurucusu sayılmaktadır.  Ayrıca, madenlerin yoğunluklarını az bir hata ile bulmuştur Yerçekimi kanunu üstüne, ilk defa fikir ortaya atıp incelemelerde bulunmuştur.  Biruni hastalıkları tedavi konusunda değerli bir uzmandı. Eserleri halen Batı bilim dünyasında kaynak eser olarak kullanılmaktadır. İlk yoğunluk ölçme âletini, icat etmiştir. Birûnî, önce yoğunluğunu bulmak istediği elementi terazide dikkatlice ölçer, sonra su dolu konik âlete koyar, elementin konideki açılmış özel delikten taşırdığı suyu alır ve ölçer, sonra iki ağırlığı oranlardı. Yani elementin salt ağırlığı ile taşırdığı suyun ağırlığının oranı, Birûni’ye göre, o elementin yoğunluğudur. Bugünkü modern yoğunluk bulma metodu ve âleti, Birûni’nin metodu ve âletinin daha geliştirilmiş bir şeklidir.
Pisagor
İngiltere’de doğdu. 1669 yılında Cambridge’de Matematik Profesörü oldu. Dünya ile bütün nesneler arasında, onları birbirine çeken bir güç olduğunu, Dünya’nın tüm nesneleri yer çekimi gücüyle kendine çektiğini buldu. Gezegenlerin uzayda nasıl devindiği gibi bir sorunu çözecek duruma gelmişti. Gezegenlerinde çekim gücü nedeniyle Güneşin çevresine çekildiklerini gösterdi ve Kepler Yasalarını kanıtladı. Yaptığı deneylerle Güneş ışığının beyaz olmadığını; menekşe, çivit, mavi, yeşil, sarı, portakal, kırmızı renklerin bir karışımı olduğunu kanıtladı.  Çalışmalarını 1687’de Doğa Felsefesinin Matematik İlkeleri (Prlncipla) adıyla yayımladı. Hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Sisam adasında okumuş, Mısır ve Babil’de bir süre yaşadıktan sonra ülkesine dönmüştür. Ülkesinde gördüğü baskılardan kaçarak İtalya’nın Kroton kentine gelmiş ve burada bir okul açmıştır. M.Ö. 6.Yüzyılda dünyanın Güneş etrafında döndüğü fikrini ortaya koyduğunda büyük tepkilerle karşılaşmıştır. Doğada meydana gelen her olayın matematiksel olarak açıklanabileceğine inanıyordu. Ortaya koyduğu fikirlerden rahatsız olanlar tarafından M.Ö. 500 yıllarında eğitim verdiği okulunda öğrencileriyle yakılarak öldürülmüştür.
Hekatus
Mısır ve Asya’da incelemeler yapmıştır. Yeryüzünün Tanımı veya Dünyanın etrafında yolculuk (Periegesis veya Periodos Ges) adlı eserlerinde, Hazar denizinin okyanusa açıldığını, Nil nehrinin güneydeki bir okyanustan geldiğini ve dünyanın üç kıtadan oluştuğunu savunmuştur. ( Afrika, Asya, Avrupa ).
İbn Batuta
Fas’ta doğdu. Dönemin, en ünlü gezginidir. Kuzey Afrika kıyıları, Suriye, Mekke, Mezopotamya, Yemen, Kızıldeniz kıyıları, Mısır, Filistin, Anadolu, Balkanlar, Güney Rusya, Batı Türkistan, Hindistan ve Çin’e yaptığı gezilere ilişkin bilgileri “İbn Batuta Seyahatnamesi” adlı eserinde toplamıştır. Eserde gezdiği alanlardaki toplumsal yapıları, zenginlik kaynaklarını, din, dil ve gelenek gibi özellikleri anlatmıştır. Eser ilgili alanların beşeri ve ekonomik coğrafya özelliklerini ele almış bu anlamda Beşeri ve Ekonomik bir inceleme içermektedir.
İbn Haldun
Tunus’ta doğmuştur. Orta Çağ’da İslam Dünyası’nın en ünlü gezginlerindendir.En önemli eseri Kitap El-İbar (İbret Verici Kitap)’dır.Berberi topluluklarının ve İslam İmparatorluklarının İslam öncesindeki sosyal-ekonomik özellikleri hakkında bilgi vermektedir.İnceleme alanına ilişkin jeopolitik ve siyasi coğrafya bililerine yer vermektedir.
Mesudi
Doğum ve ölüm tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bağdat’ta doğmuştur. IX. yüzyılda yaşadığı ve 957 yılında öldüğü tahmin edilmektedir. İran, Hindistan, Çinhindi, Seylan, Kafkasya, Doğu Anadolu, Batı Türkistan, Suriye, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas ve İspanya gibi alanları gezmiş bu alanlara ilişkin gözlemlerini “Al Müruc Al Zekhb” (Altın Çayırlar) adlı eserinde anlatmıştır.
İdrisi
Orta Çağ Arap coğrafyacısıdır. 1099 yılında dünyaya geldi. Akdeniz Havzası ülkelerini, Fransa ve İngiltere’yi dolaştıktan sonra Sicilya Kralı II. Ruggiero’nun sarayına yerleşti. En önemli eseri Libro del Re Ruggiero (Kral Ruggiero’nun Kitabı) adlı eseridir. Bu eserde Rusya, Almanya, İskandinavya, Hint okyanusu kıyıları ve Afrika hakkında bilgiler vermektedir. Bir Dünya Haritası hazırlayarak bu kitabına koymuştur.                                                                                        

COĞRAFYANIN BÖLÜMLERİ VE İLKELERİ

COĞRAFYANIN BÖLÜMLERİ VE İLKELERİ

Fiziki Coğrafya:
Coğrafyanın doğal unsurlarıyla ilgilenen alanına fiziki coğrafya denir.  Fiziki coğrafya, yeryüzünde doğal ortamı oluşturan bitki, hayvan, yer şekilleri, sular, iklim toprak gibi öğeleri ve bunlar arasındaki ilişkiyi inceler. İncelediği konulara göre Fiziki Coğrafya aşağıdaki dallara ayrılmıştır.

JEOMORFOLOJİ (Yer şekilleri Bilimi)

Dağ, ova, plato ve diğer yüzey şekillerini inceler ve oluşumunda etkili olan iç ve dış kuvvetlerin etkilerini açıklar. Litosfer bu bilimin araştırma sahasına girer. Jeomorfoloji çalışmalarını yaparken, Jeoloji, Jeofizik, Kartografya, (Haritacılık), Pedoloji (Toprak Bilimi) ve Litoloji (Taş Bilimi) gibi bilimlerden yararlanır.

Yardımcı Bilimleri

  • Jeoloji
  • Jeofizik
  • Pedoloji (Toprak Bilimi)
  • Litoloji (Taş Bilimi)
  • Kartografya

HİDROGRAFYA (Su Bilimi)

Okyanus ve denizlerdeki su hareketlerini, gölleri, akarsuları, yeraltı sularını ve dağılışlarını inceler. Hidrosfer bu dalın inceleme alanına girer. Hidrografya bilimi de Hidroloji, Akarsu Bilimi, Göl Bilimi (Limnoloji) ve Okyanus Bilimi (Oseonografya) gibi bilim dallarından yararlanır.

Yardımcı Bilimleri

  • Hidroloji
  • Hidrojeoloji
  • Patamoloji (Akarsu B.)
  • Limnoloji (Göl B.)
  • Oseonagrafya

KLİMATOLOJİ (İklim Bilimi)

İklim özelliklerinin oluşmasını sağlayan doğal ortam şartlarını, iklim tiplerini ve bunların yeryüzündeki dağılışlarını inceler. Atmosfer bu dalın ilgi alanına girer. Klimatoloji bilimi, Meteoroloji ve Fizik gibi bilim dallarından yararlanır.

Yardımcı Bilimleri

  • Meteoroloji
  • Fizik

BİYOCOĞRAFYA (Canlılar Bilimi)    

Bitki ve hayvan topluluklarının yeryüzündeki dağılışını ve dağılışa etki eden coğrafî nedenleri inceler. Biyosfer, coğrafyanın bu bölümünün ilgi alanına girer. Biyo coğrafya Biyoloji, Botanik (Bitki Bilim), Zooloji (Hayvan Bilimi) ve Tıp gibi bilim dallarından yararlanır.        

Yardımcı Bilimleri

  • Biyoloji
  • Jeoloji
  • Botanik
  • Tıp

B-BEŞERİ COĞRAFYA

Nüfus, Göç, Yerleşme, Ekonomik Coğrafya gibi beşeri unsurların dağılışını inceler
  • Nüfus Coğrafyası (Demografi)
  • Yerleşme Coğrafyası
  • Tarım Coğrafyası
  • Ulaşım Coğrafyası
  • Turizm Coğrafyası
  • Enerji Coğrafyası
  • Sanayi Coğrafyası
  • Sağlık Coğrafyası
  • Siyasi Coğrafya
  • Kültür Coğrafyası

Coğrafyanın İlkeleri Nelerdir?Coğrafyanın ilkeleri , coğrafyanın ilkeleri nelerdir?, coğrafya ilkeleri, coğrafyanın temel ilkeleri

Dağılım (Dağılış) ilkesi

Coğrafya biliminin en başta gelen ilkesidir. Dağılış ilkesi coğrafyayı diğer bilim dallarından ayırır. Coğrafya bir olayın sadece neden sonuç ilişkilerini araştırmaz olayların yayılış sahası sınırlarını da gösterir. Dağılımın belirlenmesi dağılım haritaları üzerinde olur. Coğrafyanın vazgeçilmez araçlarından olan haritanın ortaya çıkmasında dağılış ilkesinin etkisi vardır.
Dağılım ilkesi coğrafyanın konusunun belirlenmesi için önemlidir. Dağılımı yapılabilen her türlü olgu veya olay coğrafyanın inceleme ve araştırma konusu içindedir. Nüfusun, iklim tiplerinin, bitki örtülerinin, sıcaklığın, dağılışları gibi örnekler verilebilir.


Bağlantı ilkesi
Coğrafya biliminin incelediği olaylar nedenleri ve sonuçları bakımından karmaşık olaylardır. Bu nedenle coğrafi olaylar incelenirken, aralarındaki bağlantılar göz önünde bulundurulur. Güneş ışınlarının kutuplara gidildikçe küçülmesi, kutuplara gidildikçe sıcaklığın azalmasına, bu da kutup bölgelerinde don ve kar olayının daha fazla olmasına sebep olmuştur..

Nedensellik ilkesi

Coğrafya bilimi bazı bilimlerde olduğu gibi olayların neden ve sonuçları üzerinde durur. Bu nedenle coğrafi bir olayın anlatımında öncelikle şu soruların cevaplarının bulunması gerekir:

  • Olay neden böyle olmuştur?
  • Olay ne zaman böyle olmuştur?
  • Ne gibi çözüm önerileri vardır?
  • Bu olayın sonucunda neler ortaya çıkmıştır?
  • Sorunlar karşısında çözüm önerileri neler olabilir?
  • Olayı oluşturan etmenler hangileridir?

NEDEN COĞRAFYA ÖĞRENİYORUZ



NEDEN COĞRAFYA ÖĞRENİYORUZ

Hayatımızda çoğu şeye ihtiyaç duyarız okula giderken üniversiteyi kazanmak ve etkili bir vatandaş olmak için dersleri görmeye ihtiyaç duyarız vede para kazanmaya ihtiyaç kavramı çoğu kişiye göre değişir kimi neye vede ne kadarına ihtiyaç duyar ama bazı şeyler herkes  için geçerlidir.Nasıl tarih bize bu günümüz için lazım olup geçmiş bilgilere bakıp bize yarar sağlıyorsa yada bir kimya fizik vb dersler hayatımızın bir parçası coğrafyada öyle çevremizi dünyamızı tanımak için ihtiyaç duyarız.Konuyu daha iyi anlamak için size daha kamsamlı anlatıcam konuyu.

Coğrafyanın tanımı: Bir takım olaylar vardır ki bu olaylar, yeryüzüne bağlı olarak gelişmekle birlikte, insanları etkilemektedir. Coğrafya, bu olayların nasıl olduğunu, ne şekilde devam ettiğini, ve sonuçlarının neler olduğunu bizlere açıklayan bilim dalıdır.
Coğrafyanın tanımının sonrasında coğrafyanın konusuna da bakacak olursak:
Coğrafyanın konusu: Yeryüzünde gerçekleşmekte olan; ve canlıların etkilenmesine neden olan, ya da canlıların etkileri sonucunda gerçekleşen doğa olaylarının tamamının coğrafyanın konusu olarak karşımıza çıktığını belirtmemiz gerekmektedir. Coğrafyanın konusu olan bazı şeyler: iklim, doğa olayları, ekonomik faaliyetler, nem, yağışlar, sıcaklık, yeryüzü şekilleri… Coğrafyanın konusu olan örnekleri çoğaltabiliriz.
Coğrafya nedir, coğrafya ne demek,coğrafyanın tanımı, ve coğrafyanın konusu gibi bilgileri edindik. Peki bu bilgiler ışığında şu sorulara yanıt verebilir miyiz: neden coğrafya öğreniyoruz, neden coğrafya öğrenmeliyiz, neden coğrafya öğreniriz?Bu soruların yanıtlarını da verelim isterseniz:
Neden coğrafya öğreniyoruz, neden coğrafya öğrenmeliyiz, neden coğrafya öğreniriz? Coğrafya öğrenmemizin nedenleri arasında ilk olarak, yaşadığımız olayları anlamlandırmamız yer almaktadır. Coğrafya öğrenen bir kişi, ülkesinin ekonomisine, ve kalkınmasına katkıda bulunabilir örneğin; çünkü coğrafya öğrenen bir kişi, ülkesinin konumunu, ve ülkesi hakkındaki bilgileri edinir, neyin nasıl olması sonucunda ülkesinin kalkınabileceğini hesap ederek, buna yönelik çalışmalarını gerçekleştirebilir. Bunun gibi pek çok coğrafya öğrenmenin nedenlerinden söz edebilir, ve neden coğrafya öğreniyoruz, neden coğrafya öğrenmeliyiz; ve neden coğrafya öğreniriz sorularına yanıtlar verebiliriz  

10 Mart 2017 Cuma

COĞRAFYADA YENİ KAVRAMLAR

Merhaba Arkadaşlar öceki paylaşımda Projeksiyonlardan bahsettik bugünde kelimeler vericem ve bunların anlamını yazıcam size kelime hazneniz zenginleşsin
Gronomik:Projeksiyonlarda ışığın geliş durumuna göre ışık kaynağının kürenin merkezinde olmasına denir.
Hammer:projeksiyonlarda merdiyen ve paraleller kavisli şekilde birbirleri ile kesişerek fazla bozulma olmadan kenarlara doğru açılmasına denir.
Absorbsiyon:Güneşten veya sıcaklık yayan bir cisimden gelen enerjinin başka bir cisim tarafından tutulmasıdır.
Transmisyon:Bir işının pencere camı veya renksiz camlardan geçerek içeriye nüfus etme olayıdır.
Konveksiyon:Hareket eden cisimlerle sıcaklığın bir noktadan diğerine yayılması olayıdır.
Latent sıcaklık:Buzun suya suyun buhara dönüşmesi ile fiziki bir değişim süreci meydana gelir.
Alize Rüzgarları:Dünyanın dönmesine bağlı olarak KYK deki yüksek basınçtan ekvatoral alçak basınç merkezine doğru rüzgarlar kuzeydoğudan GYK de ise güneydoğudan eser.
Gürültülü altmışlar:GYK de büyük kuvvet kazanmaktan olduğundan söylenir.
Orgrafik siz :Nemli bir hava kütlesinin bir dağ yamacı boyunca yükselerek soğuması sonucunda oluşur.


Tornadolar:Tropikal ve subtropikal bölgelerinde oluşan küçük fakat son derece şiddetli fırtınalardır.
Polar Artik ve Yüksek Sahaların iklimi:Çok az yağışın düştüğü bu iklimler yüksek enlemlerde hüküm sürer.bölgede genel olarak polar artik havanın egemen olmasından dolayı sıcaklık düşük olup buharlaşma son derece azdır.
Metamorfik Kayalar:Tortul ve volkanik kayaların yüksek sıcaklık ve basınç şartları altında uğradıkları mineralojik ve yapısal değişikliğe denir.


Arkadaşlar bugünlük konumuz bitti tanımını yaptığım ve örnek verdiğim dersten umarım aklınızda bişi oturmuştur.


PROJEKSİYON VE HARİTALAR

Projeksiyon Tipleri

Haritalardaki şekil ve alan bozulmalarının en aza indirilebilmesi için oluşturulan özel çizim yöntemlerine projeksiyon ya da iz düşüm yöntemleri denir.

Projeksiyonların bazıları uzunluk, bazıları açı, bazıları ise alanları gerçeğe daha yakın gösterir. Projeksiyonlar iz düşüm (yükseltinin sıfır kabul edilmesi) esasına göre çizildiğinden engebesi fazla olan yerlerin iz düşüm yüz ölçüm ile gerçek yüz ölçümleri arasındaki fark fazladır.

Örneğin yurdumuzda Doğu Anadolu ile Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde iz düşüm yüz ölçüm ile gerçek yüz ölçüm arasındaki fark çok fazladır.

Harita çiziminde kullanılan başlıca projeksiyon tipleri silindirik, konik ve düzlem projeksiyonlardır.

1. Silindir Projeksiyon

Bu projeksiyonda harita alanı açılmış bir silindir üzerine aktarılır. Bu projeksiyonla çizilen haritalarda ekvator çevresinde doğruya yakın görünümler elde edilirken kutuplara doğru önemli bozulmalar görülür. Silindir projeksiyonla çizilen haritalarda alan bozulur ancak şekil korunur.

Silindirik Projeksiyon

Tüm dünyanın gösterilmesi gereken haritalar bu projeksiyonla çizilir.

2. Konik Projeksiyon

Özellikle orta enlemler ve çevresindeki bölgelerin haritalarını gerçeğe daha yakın göstermek için kullanılır. Bu projeksiyonla elde edilen haritalarda şekil bozulur ancak alan korunur.

Konik Projeksiyon

Dünyanın yalnızca yarısı gösterilebilir. Ülke haritaları ve teknik ayrıntı isteyen haritalar bu projeksiyonla çizilir.

3. Düzlem Projeksiyon

Dar alanların ve büyük ölçekli haritaların çizimlerinde kullanılır. Haritanın orta kısmı gerçeğe yakınken, kenarlara doğru bozulma artar. Bu projeksiyonla elde edilen haritalarda alan ve biçim bozulmaları fazladır.

Konik Projeksiyon

Bozulmaların en fazla olduğu projeksiyon tipidir. Dış kısma doğru bozulma artar.

Projeksiyon Tiplerinin Karşılaştırılması

Tablo

1 Mart 2017 Çarşamba

EKİNOSLAR VE SOlSTİS

                                    Ekinoslar ve  solstis

Dünyanın Güneş etrafındaki dönmesi ve ekliptik düzlemi ile yaptığı açıya bağlı olarak mevsimlerin nasıl meydana geldiğini şimdi öğreneceğiz.
EKİNOSLAR:21 Mart ve 23 Eylül günlerinde Güneşten gelen ışınlar Ekvatora dik gelir.Dünyanın her tarafı eşit olarak aydınlanır.gece gündüz süreleri eşit olur.Buna ekinokslar denir.Güneş sabah 6 da doğar 6 da batar.Güneş,kutuplar hariç bütün enlemlerde tam doğudan doğar ve tam batıdan batar.

21 MART KYK de ilkbahar ,GYK de Sonbahar başlangıcıdır.KYK de 6aylık gündüzün,GYK de 6 aylık gecenin başlangıcıdır. Bu tarihten itabaren KYK de gündüzler gecelerden uzun olmaya başlar.
23 EYLÜL GYK de ilkbahar,KYK de Sonbahar başlangıcıdır.GYK de 6 aylık gündüzün, KYK de 6 aylık gecenin başlangıcıdır. Bu tarihten itibaren GYK de gündüzler, gecelerden uzun olmaya başlar.

21 HAZİRAN KYK de en uzun gündüz en kısa gece yaşanır.Yengeç Dönencesinden kuzeye gidildikçe gündüz süresi uzar,gece süresi kısalır. Bu tarihten itibaren gündüzler kısalmaya,geceler uzamaya başlar. Fakat 23Eylül tarihine kadar gündüzler gecelerden uzundur.Aydınlanma çemberi Kuzey Kutup Dairesine teğet geçer.Yengeç Dönencesinin kuzeyinede en kısa gölge yaşanır.bu tarihten itibaren gölge boyları uzamaya başlar.
GYK de En uzun gece en kısa gündüz yaşanır.Oğlak Dönencesinden güneye gidildikçe gece süresi uzar,gündüz süresi kısalır.Bu tarihten itibaren geceler kısalmaya,gündüzler uzamaya başlar. fakat 23 Eylül tarihine kadar geceler gündüzlerden uzundur.Aydınlanma çenberi Güney Kutup Dairesine teğet geçer.Oğlak Dönencesi güneş ışınlarını alabildiğince en dar açıyla alır.
21 ARALIK KYK de kış mevsiminin başlangıcıdır.en uzun gece en kısa gece yaşanır.Kuzeye gidildikçe gece süresi uzar,gündüz süresi kısalır.Bu tarihten itibaren geceler kısalmaya gündüzler uzamaya başlar.Aydınlanma çemberi Kuzey Kutup Dairesinden teğet geçer.Yengeç Dönencesi yıl içinde alabileceği en dar açı ile alır.en uzun gölge yaşanır.
GYK de yaz mevsiminin başlangıcıdır.En uzun gündüz en kısa gece yaşanır.Aydınlanma çemberi güney gutup dairesinden teğet geçer.Yıl içinde güneş ışınlarını alabileceği en dik açıyla alır.Güneyde en kısa gölge yaşanır.Bu tarihten itibaren gölge boyları uzamaya başlar.





Böylelikle Solstisleri ve Ekinoksları bitirdik.Değineceğim başka konuda Dünya eksenin eğimidir.Dünyanın yörünge düzlemi ile ekseni arasında 23.27lik bir açı vardır.Güneş ışınlarının her zaman Ekvatora dik gelmesini engeler.Elips şeklindeki yörünge düzlemi üzerindeki hareketine bağlı olarak, yılın belli günlerinde enlemlere dik gelir.İşte bu olay sonucunda dünyanın kuzey ve güney yarım kürelerinin farklı ısınması ve gün uzunluğundan dolayı mevsimler oluşur.